İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar

İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar: Türkiye Cumhuriyeti

İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik bağımsızlığını kazanma ve kalkınma sürecinde attığı en önemli adımlardan biridir. İzmir İktisat Kongresi ile temelleri atılan ekonomik politikalar, Beş Yıllık Sanayi Planları ve millileştirme çabaları ile şekillenmiştir. Bu inkılaplar, Beş Yıllık Sanayi Planları aracılığıyla sanayileşmeyi hızlandırmayı ve İzmir İktisat Kongresi kararlarıyla ekonomik bağımsızlığı pekiştirmeyi hedeflemiştir.İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar, Türkiye’nin milli ekonomi oluşturma sürecinde kritik bir dönüm noktası olmuştur. İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar, yabancı sermayenin millileştirilmesi ve yerli üretimin desteklenmesiyle ulusal ekonominin temellerini güçlendirmiştir. Bu yazıda, Cumhuriyetin ekonomik dönüşüm sürecini ve bu inkılapların etkilerini keşfedeceksiniz.

İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar: Türkiye Cumhuriyeti’nin Ekonomik Dönüşümü

Cumhuriyetin Ekonomik Dönüşümü: İktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar

Giriş

Cumhuriyet dönemi, sadece siyasi ve sosyal alanda değil, iktisadi alanda da köklü değişimlerin gerçekleştiği bir dönemdir. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ekonomik alanda yaşanan çöküş, genç Cumhuriyetin ekonomiyi bağımsız ve güçlü bir yapıya kavuşturma hedefini zorunlu kılmıştır. Bu süreçte ekonomik bağımsızlık, planlı kalkınma ve millileştirme politikaları, Türkiye’nin modernleşme hedeflerinin bir parçası haline gelmiştir. Bu yazıda, Osmanlı ekonomisine genel bir bakış yapılarak, Cumhuriyet dönemindeki ekonomik inkılaplar detaylandırılacaktır.

Osmanlı Ekonomisinin Çöküş Süreci

Son Dönem Osmanlı Ekonomisine Genel Bakış

Osmanlı Devleti’nin son döneminde ekonomik yapısı, ciddi zayıflıklar ve dışa bağımlılıkla tanımlanıyordu. 1854 yılında başlayan dış borçlanma süreci, devletin mali yapısını sürdürülemez hale getirdi. Bu durum, 1875 yılında Osmanlı’nın mali iflasını ilan etmesiyle sonuçlandı. İflas, yalnızca Osmanlı ekonomisinin çöküşünü hızlandırmadı, aynı zamanda dış müdahalelere zemin hazırladı. Bu bağlamda, 1881 yılında Duyun-u Umumiye İdaresi kurularak Osmanlı’nın gelir kaynakları yabancı kontrolüne bırakıldı.

Duyun-u Umumiye, özellikle tütün, tuz, alkol ve ipekçilik gibi önemli gelir kalemlerini yöneterek Osmanlı’nın ekonomik bağımsızlığını neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Bu yapı, Osmanlı ekonomisinin üzerinde bir “devlet içinde devlet” mekanizması gibi işledi ve halkın ekonomik yükünü artırdı.


Kapitülasyonların Etkisi

Osmanlı ekonomisinin çöküş sürecinde kapitülasyonlar önemli bir rol oynadı. Kapitülasyonlar, yabancı tüccarlara Osmanlı topraklarında geniş ayrıcalıklar tanıyan düzenlemelerdi. Bu ayrıcalıklar, yabancı tüccarların vergiden muaf olmalarını ve kendi mahkemelerinde yargılanmalarını sağlarken, Osmanlı ekonomisinin bağımsızlığına büyük bir darbe vurdu.

Yabancı tüccarların bu ayrıcalıkları, yerli üreticiler ve tüccarların rekabet gücünü zayıflattı. Osmanlı halkı, ucuz ithal mallar karşısında yerli üretimi sürdüremedi ve bu durum, zanaatkârlığın ve tarımın gerilemesine neden oldu. Aynı zamanda, yabancı tüccarların ekonomik faaliyetleri üzerindeki Osmanlı kontrolünün yetersiz kalması, devlet gelirlerini ciddi şekilde sınırladı.


Osmanlı Ekonomisinin Genel Zayıflıkları

Osmanlı ekonomisi, büyük ölçüde tarıma dayalı bir yapıya sahipti ve sanayileşme çabaları oldukça sınırlıydı. Tarımda verimlilik düşük, altyapı yetersiz ve ticaret yolları eskiydi. Ayrıca, Osmanlı’nın tarım politikaları, büyük ölçüde vergi toplama ve gelir artırma odaklıydı. Bu durum, çiftçilerin üzerindeki yükü artırarak kırsal ekonomiyi zayıflattı.

Dış ticaret ise büyük ölçüde yabancı kontrolünde olan liman kentlerine dayanıyordu. Osmanlı’nın ihraç ettiği ürünler genellikle hammadde şeklindeyken, ithalat büyük ölçüde işlenmiş ürünlerden oluşuyordu. Bu durum, Osmanlı’nın dış ticaret dengesini olumsuz etkiledi ve ekonomik bağımlılığı artırdı.


Sonuç

Osmanlı ekonomisinin çöküş süreci, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik politikalarının temellerini şekillendiren dersler içeriyordu. Cumhuriyet, bu ekonomik bağımlılık zincirlerini kırmayı hedefleyerek, kendi ekonomik modelini oluşturmaya yöneldi. Osmanlı’dan miras kalan bu zayıf ekonomik yapının yerini, bağımsız ve güçlü bir ekonomiye bırakması, Cumhuriyet’in temel hedeflerinden biri olmuştur.

Cumhuriyetin İktisadi Politikalarının Temelleri

Lozan Barış Antlaşması ve Kapitülasyonların Kaldırılması

Cumhuriyetin kuruluş sürecinde ekonomik bağımsızlık, siyasi bağımsızlığın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edildi. Lozan Barış Antlaşması, bu hedefin somutlaştığı bir dönüm noktası oldu. 24 Temmuz 1923’te imzalanan bu antlaşma ile Osmanlı Devleti’nden miras kalan kapitülasyonlar tamamen kaldırıldı. Kapitülasyonların kaldırılması, yabancı sermayenin Osmanlı topraklarındaki ayrıcalıklarının son bulması anlamına geliyordu ve Türk ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durması için bir zemin oluşturdu.

Lozan’da sağlanan ekonomik kazanımlar, Türkiye’nin uluslararası arenada bağımsız bir ekonomik politika izleyebilmesi için gerekli altyapıyı sağladı. Antlaşma, gümrük tarifelerinin belirlenmesi, milli sanayinin teşvik edilmesi ve yabancıların ekonomik faaliyetlerinin denetim altına alınması gibi konularda Türkiye’nin egemenlik haklarını güvence altına aldı.


İzmir İktisat Kongresi

Cumhuriyetin ekonomik temellerini atan en önemli etkinliklerden biri, 17 Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi’dir. Siyasi bağımsızlık için verilen mücadeleden sonra, ekonomik bağımsızlığın kazanılması gerektiği bilinciyle toplanan kongrede, dönemin zorlukları ve ekonomik hedefleri masaya yatırıldı.

Kongrede Alınan Kararlar

Kongrede alınan kararlar, Türk ekonomisinin milli bir anlayışla şekillendirilmesine yönelikti. Öne çıkan kararlar şunlardır:

  • Milli Sanayinin Teşviki: Yerli sanayinin geliştirilmesi ve yabancı sermaye bağımlılığının azaltılması.
  • Tarımın Modernleştirilmesi: Tarımsal üretimde makineleşmenin artırılması ve köylülerin desteklenmesi.
  • Tüketici Koruması: Halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde üretimin artırılması.
  • Dışa Bağımlılığın Azaltılması: Türk ekonomisinin ithalata olan bağımlılığını azaltacak politikaların uygulanması.
Kongrenin Önemi

İzmir İktisat Kongresi, ekonomik bağımsızlık hedefinin toplumsal bir mutabakatla benimsendiği bir platform oldu. Kongreye katılan tüccarlar, çiftçiler, sanayiciler ve işçiler, ekonominin farklı kesimlerinin taleplerini dile getirdi ve ortak hedefler belirlendi. Bu kapsamda kongre, Cumhuriyetin ekonomik politikalarının hem yönünü hem de yöntemini belirleyen bir mihenk taşı olarak tarihe geçti.


Kapitülasyonlardan Ekonomik Bağımsızlığa

Cumhuriyet, Osmanlı’dan devraldığı ekonomik bağımlılık mirasını Lozan Antlaşması ve İzmir İktisat Kongresi gibi adımlarla aşmayı başardı. Bu süreçte, Türk ekonomisinin temelleri yerli üretime, bağımsız sanayiye ve milli tarıma dayalı bir şekilde atıldı. Ekonomik bağımsızlık için izlenen bu yol haritası, Türkiye’nin kalkınma sürecini şekillendiren ana unsurlardan biri oldu.

Bu reformlar, Cumhuriyetin ekonomik dönüşümünün temel taşlarını oluşturmuş ve Türkiye’yi modern bir ekonomik yapıya kavuşturma yolunda önemli bir adım atılmıştır.

Beş Yıllık Sanayi Planları

Planlı Ekonomiye Geçiş

1930’lu yıllar, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlamak amacıyla planlı ekonomiye geçiş yaptığı bir dönemdir. Büyük Buhran’ın dünya ekonomisindeki etkileri ve Sovyetler Birliği’nin uyguladığı planlı kalkınma modeli, Türkiye’ye bu stratejiyi benimseme konusunda ilham verdi. Atatürk’ün liderliğinde, devletin ekonomiye yön veren bir aktör olduğu bir sistem kuruldu. Bu model, sanayi yatırımlarını hızlandırmayı, istihdamı artırmayı ve ekonomik büyümeyi sağlamayı hedefledi.


Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1934-1938)

Sanayi Sektörlerine Yapılan Yatırımlar

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Türkiye’de sanayileşmenin temellerini atan kapsamlı bir projeydi. Bu plan çerçevesinde şu sektörlere yoğunlaşılmıştır:

  • Demir-Çelik Endüstrisi: Karabük Demir-Çelik Fabrikası’nın kurulması, ağır sanayide bağımsızlığı sağlamak amacıyla atılmış stratejik bir adımdı.
  • Tekstil Sanayisi: Yerli tekstil üretimini artırmak ve ithalata bağımlılığı azaltmak için Sümerbank önderliğinde yeni fabrikalar kuruldu.
  • Kimya Endüstrisi: Kimyasal ürünlerin üretimi ve bu alandaki ithalatı azaltmak amacıyla yatırımlar yapıldı.
  • Çimento Sanayisi: İnşaat sektörünün ihtiyaç duyduğu çimento üretimi için yeni tesisler kurularak ülke genelinde altyapı projelerine destek sağlandı.
Etibank ve Sümerbank’ın Rolü

Plan kapsamında kurulan Etibank ve Sümerbank, Türk sanayisinin modernleşmesi ve büyümesi için kritik roller üstlendi:

  • Sümerbank: Tekstil, çimento ve kağıt gibi sektörlerde yatırım yaparak yerli üretimi destekledi.
  • Etibank: Maden kaynaklarının işletilmesi ve enerji üretiminde önemli bir görev üstlendi.
Sanayi ve Maden Bankası

Sanayi yatırımlarının finansmanını sağlamak ve girişimcileri desteklemek için Sanayi ve Maden Bankası kuruldu. Bu banka, hem özel sektör yatırımlarını teşvik etti hem de devletin ekonomik planlarının uygulanmasına destek verdi.


Sanayi Planlarının Toplumsal ve Ekonomik Etkileri

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, sadece ekonomik büyümeyi hedeflemekle kalmamış, aynı zamanda toplumsal dönüşüme de katkı sağlamıştır:

  • İstihdam Artışı: Yeni kurulan fabrikalar, binlerce kişiye istihdam sağladı ve işsizlik oranını düşürdü.
  • Teknolojik Gelişim: Türkiye, sanayi üretiminde modern teknolojiye geçiş yaparak üretim kapasitesini artırdı.
  • Bölgesel Kalkınma: Sanayi tesislerinin ülkenin farklı bölgelerine yayılması, bölgesel kalkınmaya katkıda bulundu.

Sonuç

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Cumhuriyetin sanayileşme hedeflerini gerçekleştirmede önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu plan, ekonomik bağımsızlığı güçlendirirken, Türkiye’nin modern bir sanayi ülkesi olma yolundaki ilerlemesini sağlamıştır. Beş Yıllık Sanayi Planları, sadece bir kalkınma stratejisi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık idealinin bir ifadesi olmuştur.

Yabancı Sermayenin Millileştirilmesi

Demiryolları ve Limanların Satın Alınması

Cumhuriyetin ilk yıllarında, yabancı sermayenin elinde bulunan stratejik altyapılar, ekonomik bağımsızlığın önündeki en büyük engellerden biriydi. Özellikle demiryolları ve limanlar, Osmanlı döneminde imzalanan ayrıcalıklı anlaşmalar nedeniyle yabancı şirketlerin kontrolündeydi. Bu durum, hem ulusal egemenliği zedeliyor hem de ekonomik kalkınmayı sınırlandırıyordu.

Demiryollarının Millileştirilmesi

Türkiye, demiryollarını satın alarak bu önemli altyapıyı millileştirme yoluna gitti. Anadolu ve Bağdat Demiryolları gibi kritik hatlar yabancı şirketlerden alınarak devletin kontrolüne geçti. Bu adım, ulaşım ağının yerli kaynaklarla geliştirilmesini sağladı ve ekonomik faaliyetlerin ülke geneline yayılmasına katkıda bulundu. Demiryolları, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda iç pazarın canlanması için bir köprü görevi gördü.

Limanların Satın Alınması

Benzer şekilde, limanlar da yabancı sermayenin kontrolünden alınarak millileştirildi. İzmir, İstanbul ve Samsun gibi büyük limanlar, Türkiye’nin dış ticaretinde stratejik bir öneme sahipti. Limanların millileştirilmesi, dış ticaretin daha etkin bir şekilde yönetilmesine ve Türk ekonomisinin dışa bağımlılığının azaltılmasına olanak tanıdı.


Tütün Tekeli ve Madenlerin Devletleştirilmesi

Reji İdaresi’nin Kapatılması

Tütün, Osmanlı döneminden itibaren önemli bir ekonomik kaynak olmasına rağmen, bu sektör Reji İdaresi adı altında yabancı sermaye tarafından yönetiliyordu. Cumhuriyet döneminde, Reji İdaresi devre dışı bırakılarak tütün tekelinin devlet kontrolüne alınması sağlandı. Bu adım, hem ekonomik bağımsızlığı güçlendirdi hem de Türk çiftçisinin bu sektörde daha fazla söz sahibi olmasına olanak tanıdı.

Madenlerin Devletleştirilmesi

Doğal kaynakların yabancı şirketler tarafından işletilmesi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan bir sorundu. Cumhuriyet hükümeti, madenlerin devletleştirilmesi için kapsamlı bir politika izledi. Kömür, krom ve bakır gibi stratejik madenler, devlet kontrolüne alınarak ulusal ekonomiye kazandırıldı. Bu süreç, hem yeraltı zenginliklerinin Türk ekonomisi için daha verimli kullanılmasını sağladı hem de yabancıların ekonomik üzerindeki etkisini sınırladı.


Millileştirmenin Toplumsal ve Ekonomik Etkileri

Yabancı sermayenin millileştirilmesi, sadece ekonomik bir reform değil, aynı zamanda ulusal bir özgürlük hareketiydi. Bu politikalar, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirdiği gibi halkın ulusal kaynaklar üzerindeki haklarını korumayı da sağladı. Demiryolları ve limanlar gibi altyapıların yerel kontrol altına alınması, ekonomik kalkınmaya doğrudan katkıda bulundu. Tütün ve madenlerdeki devletleştirme politikaları ise hem üreticiyi destekledi hem de ulusal geliri artırdı.


Sonuç

Yabancı sermayenin millileştirilmesi, Cumhuriyetin ekonomik bağımsızlık mücadelesinin temel taşlarından biri olmuştur. Bu adımlar, Türkiye’nin ekonomik özgürlüğünü sağlamış ve ulusal ekonomiyi güçlendirmiştir. Millileştirme politikaları, sadece bir ekonomik reform değil, aynı zamanda Cumhuriyetin bağımsızlık ideallerini somutlaştıran bir başarı hikayesi olarak tarihe geçmiştir.

Sonuç

Cumhuriyetin ekonomik reformları, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ekonomik alanda da desteklemiş ve modern bir ekonomi oluşturmayı hedeflemiştir. Beş Yıllık Sanayi Planları, millileştirme politikaları ve ekonomik bağımsızlık ilkesi, Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirmiş ve ulusal kalkınma sürecine büyük katkı sağlamıştır. Bu reformlar, sadece o dönemin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamış, günümüz ekonomik politikalarına da ilham kaynağı olmuştur.

Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar

  1. Pamuk, Ş. (2014). Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları​.
  2. Müderrisoğlu, A. (1990). Kurtuluş Savaşı’nın Mali Kaynakları. Ankara: ATAM Yayınları​.
  3. Ökçün, G. (1983). İzmir İktisat Kongresi. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi içinde (ss.1061-1064). Cilt:4, İstanbul: İletişim​.
  4. Tezel, Y. (2002). Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt​.
  5. Boratav, K. (2004). Türkiye İktisat Tarihi, 1908-2002. Ankara: İmge Kitabevi​.
  6. Sakaoğlu, N. (1992). Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi. İstanbul: İletişim Yayınları​.
  7. Özdemir, N. (2013). Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Yol Vergisi. Tarih Araştırmaları Dergisi, 32, ss.213-248​

Akademik Çalışmalar

  1. Türkiye İktisat Kongresi ve Erken Cumhuriyet Dönemi İktisat Politikaları Üzerine Bir Değerlendirme (1923-1929)
    • Yazar: N. Ümit Tol
    • Yayın Yılı: 2022
    • Özet: Bu çalışma, 1923 yılında İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye İktisat Kongresi ve 1923-1929 döneminde uygulanan iktisat politikalarını inceleyerek, erken Cumhuriyet dönemindeki politikaların niteliğine dair bir değerlendirme sunmaktadır. DergiPark
  2. Birinci İzmir İktisat Kongresi ve Hukukî Etkileri
    • Yazar: İ. V. Alibekov
    • Yayın Yılı: 1996
    • Özet: Bu makale, 1923 İzmir İktisat Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti iktisadi tarihindeki yerini ve kongrenin hukukî etkilerini analiz etmektedir. DergiPark
  3. SANAYİ PLANLARINDAN 1947 TÜRKİYE İKTİSADİ KALKINMA PLANI’NA GEÇİŞ SÜRECİ
    • Yazar: Belirtilmemiş
    • Yayın Yılı: 2022
    • Özet: Bu çalışma, İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’de sanayi planlarından 1947 Türkiye İktisadi Kalkınma Planı’na geçiş sürecini ve bu süreçteki iktisadi politikaları değerlendirmektedir. DergiPark
  4. Türkiye İktisat Politikalarının Tarihsel Gelişimi ve Günümüze Yansımaları
    • Yazarlar: Erdem Bağcı, Ümit Tekin
    • Yayın Yılı: 2020
    • Özet: Bu makale, Türkiye’nin tarihsel süreçte tercih ettiği iktisat politikalarının gelişimini ve bu politikaların günümüze yansımalarını incelemektedir. DergiPark
  5. Cumhuriyet Dönemi Türkiye İktisat Tarihi Çalışmaları Üzerine Bir Değerlendirme
    • Yazar: Belirtilmemiş
    • Yayın Yılı: 2004
    • Özet: Bu makale, Cumhuriyet dönemi Türkiye iktisat tarihi üzerine yapılan araştırmaları ve bu alandaki akademik çalışmaları değerlendirmektedir. DergiPark

İlgili Bağlantılar

Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar: Türkiye Cumhuriyeti(Yeni sekmede açılır)

Lozan Barış Antlaşması: II. Dönem Görüşmeleri ve Türkiye(Yeni sekmede açılır)

Atatürk Dönemi’nde (1923-1938) Dünya ve Türkiye:(Yeni sekmede açılır)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top