Son Osmanlı Mebusan Meclisi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde kritik bir dönemi temsil eder. 12 Ocak 1920’de açılan meclis, Misak-ı Millî kararlarını alarak vatanın sınırlarını ve bağımsızlık hedeflerini belirlemiştir. Ancak, 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali ve meclisin dağıtılması, Millî Mücadele’nin seyrini değiştirmiştir. Bu gelişmelere karşı halk, Anadolu’da düzenlenen mitingler ve protestolarla tepkisini göstermiş, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğindeki Heyet-i Temsiliye, direnişi daha örgütlü bir hale getirmiştir. Son Osmanlı Mebusan Meclisi, bağımsızlık azmini ve ulusal dayanışmayı simgeleyen bir dönüm noktası olmuştur.
İçindekiler
- Son Osmanlı Mebusan Meclisi: Misak-ı Millî, İşgal ve Tepkiler
- Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Açılması ve Faaliyetleri
- Meclisin Açılması ve Misak-ı Millî Kararının Alınması
- Misak-ı Millî’nin Önemi
- İstanbul’un İşgali ve Meclis-i Mebusanın Dağıtılması
- İstanbul’un İşgaline ve Meclis-i Mebusanın Dağıtılmasına Tepkiler
- Sonuç
- Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Akademik Çalışmalar
- İlgili Bağlantılar
Son Osmanlı Mebusan Meclisi: Misak-ı Millî, İşgal ve Tepkiler
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Açılması ve Faaliyetleri
1. Giriş
Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu çöküş süreci, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini hızlandırmıştır. Bu dönemde, işgallerin artması ve İstanbul Hükûmeti’nin pasif tutumu, Anadolu’da başlayan Millî Mücadele ile yeni bir döneme evrilmiştir. 1919’da yapılan seçimler sonucunda son Osmanlı Mebusan Meclisi yeniden açılmış ve burada alınan kararlar, Millî Mücadele’nin geleceğini şekillendirmiştir.
Meclisin Açılması ve Misak-ı Millî Kararının Alınması
Meclisin Açılma Süreci
Son Osmanlı Mebusan Meclisi, 12 Ocak 1920’de İstanbul’da açılmıştır. Bu süreç, Mondros Mütarekesi’nin ardından işgallerin hızlandığı ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin Anadolu’da ivme kazandığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Seçimle belirlenen mebuslar, Millî Mücadele’yi temsil eden düşünceleri İstanbul’a taşımış, meclis toplantıları bu iradeyi yansıtmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’daki halk iradesini güçlü bir şekilde temsil ettirmek amacıyla, seçilen mebuslarla temas halinde olmuştur. Bu sayede, mecliste alınacak kararların Millî Mücadele’ye destek vermesi sağlanmıştır. Ancak İstanbul’un işgal altındaki durumu ve İtilaf Devletleri’nin baskısı, meclis çalışmalarını büyük ölçüde sınırlamıştır.
Misak-ı Millî’nin Kabulü
Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde alınan en önemli karar, 28 Ocak 1920’de gizli bir oturumda kabul edilen Misak-ı Millîdir. Bu karar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde bir manifesto niteliği taşımaktadır. Misak-ı Millî’de yer alan temel ilkeler şunlardır:
- Türk vatanının sınırları bellidir ve bu sınırlar içinde bağımsızlık korunacaktır.
- Kapitülasyonların kaldırılması ve ekonomik bağımsızlığın sağlanması esastır.
- Halkın kendi kaderini tayin etme hakkı önceliklidir.
Bu karar, Türk milletinin bağımsızlık azmini uluslararası platformda duyurmuş ve Millî Mücadele’nin hukuki zeminini oluşturmuştur. Aynı zamanda, meclis üyeleri arasındaki fikir birliğini yansıtan bu karar, halkın millî iradesine duyduğu güvenin bir göstergesi olmuştur.
Misak-ı Millî’nin Önemi
Misak-ı Millî, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında temel bir yapı taşı olmuştur. Karar, Türk milletinin sınırlarını ve egemenlik haklarını belirlemiş, aynı zamanda uluslararası kamuoyuna bağımsızlık mücadelesinin meşru bir zeminde sürdürüldüğünü ilan etmiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu kararı Millî Mücadele’nin bir dönüm noktası olarak nitelendirmiş ve Misak-ı Millî’nin savunulması için tüm güçlerin seferber edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Bu belge, uluslararası barış görüşmelerinde ve Türkiye’nin geleceğini belirleyen Lozan Antlaşması’nda da önemli bir referans noktası olmuştur. Türk milletinin haklı taleplerini ortaya koyan bu karar, bağımsızlık mücadelesinin temelini oluşturmuştur.
Misak-ı Millî’nin Önemi
Bağımsızlık Yolunda Bir Manifesto
Misak-ı Millî, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde temel bir yapı taşı olarak kabul edilir. 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilen bu karar, Türk milletinin kendi kaderini tayin etme iradesini ve bağımsızlık konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. Misak-ı Millî, Türk milletinin haklarını uluslararası arenada savunmak için hukuki bir zemin oluşturmuş ve ulusal mücadelenin temel ilkelerini belirlemiştir.
Vatanın Sınırlarının Belirlenmesi
Misak-ı Millî’nin en önemli unsurlarından biri, Türk vatanının sınırlarını açıkça tanımlamasıdır. Bu belge, Mondros Mütarekesi’nden sonra işgal edilen toprakların Türk milletine ait olduğunu ve bu sınırlar içinde bağımsızlığın korunması gerektiğini belirtmiştir. Doğuda Ermeniler, güneyde Fransızlar ve batıda Yunanlar tarafından yapılan işgallere karşı güçlü bir duruş sergilenmiş, Misak-ı Millî ile bu işgallerin meşruiyeti reddedilmiştir.
Ekonomik Bağımsızlığın Önemi
Misak-ı Millî, sadece toprak bütünlüğü değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlık açısından da önemli ilkeler içermektedir. Kapitülasyonların kaldırılması gerektiği vurgulanmış ve Türk milletinin ekonomik olarak bağımsız olmasının mücadeledeki önemi açıkça belirtilmiştir. Kapitülasyonların sona erdirilmesi, Türk ekonomisinin dış baskılardan kurtarılmasını ve ulusal kalkınmanın sağlanmasını hedeflemiştir.
Uluslararası Hukuk ve Misak-ı Millî
Misak-ı Millî, yalnızca ulusal bir manifesto değil, aynı zamanda uluslararası hukuk açısından önemli bir belge olmuştur. Bu karar, Lozan Antlaşması’nda Türkiye’nin uluslararası alandaki haklı taleplerinin temelini oluşturmuştur. Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin meşru ve hukuka dayalı bir temele oturduğunu dünyaya göstermiştir. Özellikle, halkın kendi kaderini tayin etme hakkına vurgu yapılarak, uluslararası kamuoyunun desteği kazanılmıştır.
Cumhuriyetin Temellerini Atan İlke
Misak-ı Millî, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde büyük bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal Paşa ve Millî Mücadele liderleri, bu belgedeki ilkelere bağlı kalarak bağımsızlık mücadelesini yönlendirmiştir. Misak-ı Millî’nin temel ilkeleri, Cumhuriyet’in kuruluşunda ve yeni Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve kültürel politikalarında rehberlik etmiştir.
İstanbul’un İşgali ve Meclis-i Mebusanın Dağıtılması
İstanbul’un İşgal Edilmesi
16 Mart 1920, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi açısından bir dönüm noktasıdır. İtilaf Devletleri, İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Devleti’nin başkentindeki yönetim otoritesini tamamen ele geçirmiştir. Bu işgal, Türk milletinin siyasi bağımsızlığına yönelik ciddi bir tehdit olarak algılanmış, aynı zamanda Millî Mücadele’nin yeni bir boyuta evrilmesine yol açmıştır. İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgali, Mondros Mütarekesi’nin ağır koşullarını tamamlayıcı bir adım olarak değerlendirilebilir.
İstanbul’un işgali sırasında İtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetinin birçok üyesini ve Meclis-i Mebusan üyelerini tutuklayarak baskı altına almıştır. Bu tutuklamalar, halkın ve Millî Mücadele liderlerinin direniş azmini artırmış, işgale karşı daha geniş çaplı bir tepki oluşmasına neden olmuştur.
Meclis-i Mebusanın Dağıtılması
İstanbul’un işgal edilmesinin ardından Meclis-i Mebusan, İtilaf Devletleri’nin baskısıyla kapatılmıştır. Meclisin kapatılması, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini yavaşlatmayı amaçlayan bir hamle olarak görülmüştür. Ancak bu girişim, Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu hareketini daha kararlı hale getirmiştir. Meclis üyelerinin bir kısmı tutuklanmış, bazıları sürgüne gönderilmiş ve geriye kalan üyeler, Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’ye katılmıştır. Bu durum, meclisin dağıtılmasının olumsuz etkisini ortadan kaldırarak Millî Mücadele’nin güçlenmesine katkıda bulunmuştur.
Anadolu Hareketine Etkileri
İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebusanın kapatılması, Millî Mücadele’nin tamamen Anadolu merkezli bir harekete dönüşmesine zemin hazırlamıştır. Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye, bu olayları halkı daha geniş çapta örgütlemek için bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Ankara, direnişin merkezi haline gelmiş ve 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılmasıyla yeni bir döneme girilmiştir.
İstanbul’un işgaline karşı halkın tepkisi de oldukça güçlü olmuştur. Anadolu’da düzenlenen mitingler ve protestolar, halkın bağımsızlık konusundaki kararlılığını göstermiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde halk, işgallere karşı daha geniş bir katılımla direniş hareketine dahil olmuştur.
Sonuç: Anadolu’da Güçlenen Direniş
İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebusanın dağıtılması, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde bir kırılma noktası olmuştur. Bu süreç, halkın işgallere karşı direniş azmini artırmış ve Millî Mücadele’nin kurumsallaşmasına zemin hazırlamıştır. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla birlikte, bağımsızlık hareketi yeni bir boyut kazanmış ve Türk milletinin kaderini kendi ellerine alması sağlanmıştır.
İstanbul’un İşgaline ve Meclis-i Mebusanın Dağıtılmasına Tepkiler
İşgalin Yarattığı İlk Tepkiler
16 Mart 1920’de İstanbul’un işgal edilmesi ve Meclis-i Mebusanın dağıtılması, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde derin bir yankı uyandırmıştır. Anadolu’da bu gelişmeler, işgallere karşı direnişin artırılmasını zorunlu kılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye, işgal haberini alır almaz durumu uluslararası kamuoyuna duyurmuş ve Türk milletinin haklı davasını savunmak için stratejik adımlar atmıştır. İşgal, sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun dört bir yanında da büyük bir öfke ve tepkiyle karşılanmıştır.
Anadolu halkı, yapılan haksızlıklara karşı daha güçlü bir şekilde örgütlenmeye başlamış, bu süreçte mitingler ve protestolar etkili bir rol oynamıştır. Halkın gösterdiği tepkiler, bağımsızlık mücadelesinin sadece bir askerî hareket değil, aynı zamanda geniş bir toplumsal dayanışma olduğunu kanıtlamıştır.
Mitingler ve Halkın Tepkisi
İstanbul’un işgaline karşı düzenlenen mitingler, halkın tepkisini uluslararası kamuoyuna duyurmanın en etkili yollarından biri olmuştur. Anadolu’nun birçok şehrinde gerçekleştirilen bu mitinglerde halk, Türk milletinin haklarının çiğnenmesine ve Meclis-i Mebusanın kapatılmasına olan tepkisini açıkça ortaya koymuştur.
Bu mitinglerde yapılan konuşmalar, halkın moralini yüksek tutmayı ve bağımsızlık mücadelesine olan inancını güçlendirmeyi hedeflemiştir. Özellikle kadınların ve gençlerin de katıldığı bu etkinlikler, toplumun her kesiminin direnişe olan desteğini göstermiştir. Bu süreçte yayımlanan bildiriler, halkın birliğini sağlamış ve işgalin meşruiyetini sorgulayan önemli bir propaganda aracı olmuştur.
Heyet-i Temsiliye’nin Liderliği
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye, İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebusanın kapatılmasının ardından daha geniş çaplı bir direniş hareketi başlatmıştır. Anadolu’nun farklı bölgelerinde bulunan yerel liderlerle temaslar yoğunlaştırılmış, halkın işgallere karşı örgütlenmesi sağlanmıştır. Heyet-i Temsiliye, işgalin uluslararası hukuka aykırılığını ve Türk milletinin haklı mücadelesini yabancı basın yoluyla dünyaya duyurmuştur.
Bu dönemde, Meclis-i Mebusanın dağıtılmasının ardından Anadolu’da yeni bir meclis kurulması fikri ortaya çıkmış ve bu fikir hızla hayata geçirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılarak halkın iradesi tam anlamıyla temsil edilmiştir.
Sonuç: Direniş Ruhunun Güçlenmesi
İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebusanın dağıtılması, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini zayıflatmamış, aksine direniş ruhunu güçlendirmiştir. Halk, Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde daha örgütlü bir şekilde mücadele etmiş ve işgalcilere karşı bir araya gelmiştir. Bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir dönem olarak tarihe geçmiştir.
Sonuç
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin açılması, Misak-ı Millî’nin kabulü ve İstanbul’un işgal edilmesi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu süreçte alınan kararlar ve gösterilen direniş, Cumhuriyetin temellerini atan en önemli adımlardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Acun, F., Sofuoğlu, A., Yılmaz, M., Anzerlioğlu, Y., Doğaner, Y., Gökgöz, S. S.,…Aktaş, Ö. (2015). Atatürk ve Türk İnkılap Tarihi. Editör: Fatma Acun. Ankara: Siyasal Kitabevi.
- Adıvar, H. E. (1962). Türk’ün Ateşle İmtihanı. İstanbul: Çan Yayınları.
- Akandere, O. (1999). “11 Nisan 1920 (1336) Tarihli Takvim-i Vekayi’de Kuvayı Milliye Aleyhinde Yayınlanan Kararlar”. Atatürk Yolu Dergisi, 24, 417-467.
- Akşin, S. (1998). İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele. Cilt 1-2. Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları.
- Atatürk, M. K. (2003). Nutuk. Haz. Zeynep Korkmaz. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi.
- Kansu, M. M. (1968). Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber. Cilt 2. Ankara: TTK.
- Karaca, T. N. (2004). Meclis-i Mebusan’dan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Geçiş Sürecinde Son Osmanlı Mebusan Seçimleri. Ankara: TTK Yayınları.
- Kutay, C. (1973). Kuruluşun ve Cumhuriyetin Manevi Liderleri. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı.
- Meray, S., & Olcay, O. (1977). Osmanlı İmparatorluğunun Çöküş Belgeleri. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları.
Akademik Çalışmalar
Misak-ı Millî’nin Kabulü ve İstanbul’un İşgali Sürecinde 1920 Olayları
Bu makale, 1919 yılının son çeyreğinde yapılan Osmanlı Mebusan Meclisi seçimleri ve sonrasında yaşanan gelişmeleri incelemektedir.
TBMM’nin Açılış Sürecinde Siyasi Yapılanma (Mart-Mayıs 1920)
Bu çalışma, Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misak-ı Millî’nin kabulü ve İstanbul’un işgali sonrasında yaşanan siyasi yapılanmayı ele almaktadır.
Son Osmanlı Meclis-i Meb’ûsânı’nın Yapısı ve Meclis’te Grup Teşkili
Bu makale, Son Osmanlı Meclis-i Meb’ûsânı’nın yapısı ve meclisteki grup oluşumlarını analiz etmektedir.
İstanbul’un İşgali ve TBMM’nin Açılışının Kamuoyuna Tesirleri
Bu çalışma, İstanbul’un işgali ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının kamuoyu üzerindeki etkilerini incelemektedir.
1919 Meclis-i Mebusan Seçimlerinin “Kurucu Meclis Oluşturucu” Niteliği
Bu makale, 1919 Meclis-i Mebusan seçimlerinin kurucu meclis oluşturucu niteliğini değerlendirmektedir.
Lazistan (Rize) Sancağında Son Osmanlı Meclisi Mebusan Seçimleri
Bu çalışma, Lazistan Sancağı’nda gerçekleştirilen son Osmanlı Meclisi Mebusan seçimlerini ele almaktadır.
1908-1920 Yılları Arasında Osmanlı Meclis-i Mebusanında Millet Tanımı Üzerine Tartışmalar
Bu makale, Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda millet tanımı üzerine yapılan tartışmaları analiz etmektedir.
İlgili Bağlantılar
Mondros Mütarekesi ve Sonrasında İlk İşgaller(Yeni sekmede açılır)
İzmir’in İşgali ve Türk Milletinin Direnişi(Yeni sekmede açılır)
Mustafa Kemal Paşa ve Millî Mücadele’nin Hazırlık Safhası(Yeni sekmede açılır)
Kongreler ve Millî Teşkilatlanma Dönemi: Türk Milleti(Yeni sekmede açılır)