Post-modernizmin

Post-Modernizmin Ortaya Çıkışı ve Etkileri: Modernizme Karşı Yeni Bir Paradigma mı?

Post-modernizmin ortaya çıkışı, modernizmin evrensel hakikat ve ilerleme anlayışına karşı bir tepki olarak gelişmiştir. Jean-François Lyotard, Michel Foucault ve Jacques Derrida gibi düşünürler, post-modernizmin temel taşlarını atarak, büyük anlatıların çöküşü, gerçekliğin inşa edilmesi ve bilginin göreceliliği gibi kavramları öne çıkarmıştır. Sanat, edebiyat, mimari ve felsefe gibi birçok alanda etkisini hissettiren post-modern düşünce, modernizmin katı rasyonalite…

Post-Modernizmin Ortaya Çıkışı ve Etkileri: Modernizme Karşı Yeni Bir Paradigma mı?

Giriş

Post-modernizm, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren modernizmin eleştirisi olarak ortaya çıkan bir düşünce akımıdır. Geleneksel modernist anlayışın ilerleme, rasyonalite ve evrensel hakikatler üzerine kurulu yapısını sorgulayan post-modernizm, çoklu bakış açılarını, bireysel deneyimleri ve göreceliliği ön plana çıkarır.

Modernizm, Aydınlanma düşüncesinin bir uzantısı olarak akıl, bilim ve teknolojinin insan yaşamını sürekli iyileştireceğini öne sürerken, post-modernizm bu görüşü radikal bir şekilde eleştirmektedir. Özellikle büyük anlatılar (meta-narratives) olarak adlandırılan, toplumu yönlendiren geniş kapsamlı ideolojiler ve genel geçer doğrular post-modernist düşünürler tarafından sorgulanmıştır.

Bu yazıda, post-modernizmin tanımı, modernizmle olan ilişkisi ve düşüncenin farklı alanlardaki etkileri ele alınacaktır. Sanat, felsefe ve sosyal bilimlerde post-modernist yaklaşımlar incelenerek, bu düşüncenin çağdaş dünyadaki yeri tartışılacaktır.

Post-Modernizmin Tanımı ve Temel Kavramları

Post-modernizm, modernizmin dayandığı temel ilkeleri eleştiren ve bilgi, kültür, sanat, felsefe gibi birçok alanda farklı bakış açıları geliştiren bir düşünce akımıdır. Bu kavram, 20. yüzyılın ortalarından itibaren özellikle sanat, mimari, felsefe ve sosyal bilimler alanında belirginleşmeye başlamıştır.

Post-modernist düşünce, modernizmin rasyonalite, ilerleme, bilimsel kesinlik ve evrensel hakikat anlayışına karşı çıkar. Modernizmin tarihsel olarak sürekli bir ilerleme sürecine sahip olduğu düşüncesini reddeder ve gerçekliğin yalnızca belirli güç odakları tarafından inşa edildiğini savunur.

Bu bağlamda, post-modernizmin temel kavramları şunlardır:

  • Büyük Anlatıların (Grand Narratives) Çöküşü: Jean-François Lyotard, modern toplumları şekillendiren büyük anlatıları (bilim, din, ilerleme, Marksizm gibi genel kabul görmüş ideolojileri) sorgulamış ve bunların artık bireyleri birleştirici bir işlev görmediğini öne sürmüştür.
  • Görecelilik ve Çoğulculuk: Post-modernizm, tek ve mutlak bir hakikatin olmadığını, gerçekliğin bireylerin deneyimleri ve algıları doğrultusunda şekillendiğini savunur.
  • Gerçekliğin İnşası: Michel Foucault ve Jacques Derrida gibi post-modern düşünürler, gerçekliğin dil, iktidar ve kültürel yapıların bir ürünü olduğunu vurgulamıştır.
  • Metin ve Anlamın Belirsizliği: Yapısöküm (deconstruction) yöntemiyle metinlerin kesin bir anlama sahip olmadığı, her okuyucunun farklı yorumlar yapabileceği ileri sürülmüştür.

Sonuç olarak, post-modernizm, modernizmin kesin ve evrensel doğrulara dayalı bilgi anlayışına karşı çıkarak, bireysel deneyimleri ve kültürel farklılıkları merkeze alan bir yaklaşım geliştirmiştir.

Post-Modernizmin Kültürel ve Sanatsal Bağlamı

Post-modernizm, yalnızca felsefi ve toplumsal bir düşünce biçimi olmanın ötesinde, sanat, edebiyat, mimari ve popüler kültürde de derin etkiler yaratmıştır. Bu akım, modernist sanatın ve kültürel normların belirleyici olduğu geleneksel yapıları sorgulamış, çoğulculuğu ve farklı anlam katmanlarını ön plana çıkarmıştır.

Sanatta Post-Modernizm

Post-modern sanat, modernizmin katı kurallarına ve özgünlük anlayışına karşı çıkarak eklektik, deneysel ve çoğulcu bir yaklaşım benimsemiştir. Sanatçılar, geleneksel formları ve anlamları bozarak yeniden yorumlama ve ironi gibi yöntemlerle sanata farklı bir perspektif kazandırmıştır.

  • Yeni Malzemeler ve Teknikler: Post-modern sanatçılar, yalnızca geleneksel malzemelerle değil, farklı disiplinlerden gelen malzemelerle eserler üretmiştir.
  • Popüler Kültür ile İç İçe Geçmişlik: Reklamlar, çizgi romanlar, tüketim nesneleri sanatın içinde yer almış, yüksek kültür ile popüler kültür arasındaki ayrım ortadan kalkmıştır.
  • Çoklu Anlamlar ve Yoruma Açıklık: Bir sanat eserinin tek bir anlamı olmadığı, izleyicinin algısına göre değişebileceği kabul edilmiştir.

Mimarlıkta Post-Modernizm

Post-modern mimari, modernist mimarinin işlevsellik ve minimalizm anlayışını eleştirerek daha süslü, geleneksel ve kültürel öğeler içeren yapılar tasarlamıştır.

  • Modernist düz çizgiler yerine eğrisel, asimetrik ve tarihsel referanslar içeren yapılar ön plana çıkmıştır.
  • Post-modern mimarlık, geçmiş mimari stillerle oynayarak ironik ve bazen abartılı unsurlar kullanmıştır.
  • Tek tip yapılaşma yerine, yerel ve kültürel unsurların daha fazla kullanıldığı çeşitli stiller benimsenmiştir.

Edebiyatta Post-Modernizm

Edebiyat alanında post-modernizm, modernist anlatı tekniklerini dönüştürerek daha parçalı, deneysel ve belirsizlik içeren bir anlatım biçimi ortaya koymuştur.

  • Metinlerarası İlişkiler: Birçok post-modern eser, diğer eserlerden referanslar alarak farklı anlamlar yaratır.
  • Kurgunun İçinde Kurgu: Post-modern romanlar genellikle kurgusal dünyaları sorgular ve gerçeklik ile hayali olan arasındaki sınırları belirsiz hale getirir.
  • Okur-Yazar İlişkisinde Değişim: Post-modern anlatım, okuyucuyu aktif bir katılımcı haline getirerek metinleri çok katmanlı ve yoruma açık bir hale getirmiştir.

Sonuç olarak, post-modernizm sanat, mimari ve edebiyat alanlarında geleneksel normları yıkan, yeni ifade biçimleri ve çok katmanlı anlamlar sunan bir anlayışı temsil etmektedir. Bu akım, bireysel algının ve toplumsal çeşitliliğin sanat yoluyla ifade edilmesine olanak tanımış, katı estetik normların yerine daha özgür ve deneysel bir yaklaşımı benimsemiştir.

Post-Modern Düşüncenin Felsefi Arka Planı

Post-modernizm, yalnızca sanatta ve edebiyatta değil, felsefi düşüncede de köklü bir dönüşümü temsil etmektedir. Modernizmin rasyonalite, ilerleme ve evrensel hakikat iddialarına karşı çıkan post-modern düşünce, bilgi, gerçeklik ve toplumsal yapıların inşa edilmiş olduğunu savunur. Bu çerçevede, gerçeğin nesnel bir şekilde kavranamayacağı ve her bilginin belirli bir tarihsel, kültürel ve ideolojik bağlam içinde şekillendiği fikri öne çıkar.

1. Post-Modern Epistemoloji: Bilginin Göreceliliği

Post-modernist filozoflar, modernitenin nesnel bilgi üretme iddiasını sorgulamış ve bilginin iktidar ilişkileri içinde şekillendiğini öne sürmüştür.

  • Jean-François Lyotard, post-modern durum olarak adlandırdığı çağdaş dünyada, büyük anlatıların (meta-narratives) çöktüğünü ve artık bilginin çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu ileri sürmüştür.
  • Michel Foucault, bilginin her zaman bir iktidar ilişkisi içinde üretildiğini ve bilgi ile iktidarın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini savunmuştur.
  • Jacques Derrida, yapısöküm (deconstruction) yöntemiyle dilin ve anlamın kesinlik taşımadığını, her metnin farklı yorumlara açık olduğunu göstermeye çalışmıştır.

2. Büyük Anlatıların Çöküşü

Post-modernist düşünce, modernizmin evrensel hakikat iddialarını ve büyük anlatıları eleştirmiştir.

  • Bilimsel ilerleme, evrensel ahlak ve tarihsel ilerleme gibi kavramların aslında Batı merkezli bir bakış açısıyla oluşturulduğu ve herkes için geçerli olamayacağı savunulmuştur.
  • Lyotard’a göre, modernitenin büyük anlatıları artık inandırıcılığını kaybetmiş ve yerini daha yerel, bireysel ve parçalı anlatılara bırakmıştır.
  • Foucault, bilim ve bilgi sistemlerinin belirli güç yapılarını meşrulaştıran araçlar olarak işlediğini ileri sürerek, evrensel bilim anlayışına eleştirel yaklaşmıştır.

3. Gerçekliğin İnşası: Post-Modern Ontoloji

Post-modernist filozoflar, gerçekliğin nesnel bir biçimde kavranamayacağını, çünkü onun dil, kültür ve toplumsal ilişkiler içinde inşa edildiğini savunmuşlardır.

  • Post-modern düşüncede, gerçeklik sabit bir yapı olarak değil, sürekli değişen ve sosyal olarak inşa edilen bir olgu olarak görülür.
  • Bu yaklaşım, bireyin kendi kimliğini inşa edebileceğini ve tek bir mutlak gerçek yerine, birden fazla gerçeğin var olabileceğini kabul eder.

Sonuç olarak, post-modernizmin felsefi arka planı, bilgi, gerçeklik ve toplumsal yapılar konusundaki geleneksel anlayışları reddederek, görecelilik, çoğulculuk ve anlamın belirsizliği gibi kavramlara dayanmaktadır. Bu düşünce, modernitenin kesinlik ve ilerleme fikrine karşı çıkarken, bireyin öznelliğini ve kültürel çeşitliliği ön plana çıkaran bir yaklaşım sunmaktadır.

Post-Modernizmin Sosyal Bilimler Üzerindeki Etkileri

Post-modernizm, yalnızca sanat ve felsefeyi değil, aynı zamanda sosyoloji, tarih, siyaset bilimi ve diğer sosyal bilimler üzerinde de önemli etkiler yaratmıştır. Modern sosyal bilimlerin rasyonalite, evrensel yasalar ve objektif gerçeklik üzerine kurulu yapısını sorgulayan post-modernizm, toplumsal yapıları ve kimlikleri sabit ve değişmez olarak görmek yerine, sürekli inşa edilen ve dönüşen dinamik süreçler olarak ele alır.


1. Post-Modern Sosyoloji ve Toplumsal Yapılar

Post-modernizm, geleneksel sosyolojik kuramların toplumsal yapıları tek bir büyük anlatı çerçevesinde açıklama eğilimini eleştirmektedir.

  • Modern sosyolojinin belirli normlar ve yapılar çerçevesinde incelediği toplum, post-modernizm tarafından sürekli değişen, belirsiz ve parçalı bir yapı olarak görülmektedir.
  • Baudrillard’ın simülasyon teorisi, günümüz toplumlarının gerçeklikten koparak yalnızca imgeler ve temsiller üzerinden hareket ettiğini savunur.
  • Post-modern sosyoloji, toplumsal kimlikleri sabit ve önceden belirlenmiş kategoriler olarak görmek yerine, bireylerin sürekli olarak inşa ettiği ve yeniden şekillendirdiği bir süreç olarak ele alır.

2. Tarih Yazımında Post-Modernizm

Post-modern tarih anlayışı, tarihsel anlatıların nesnel gerçekliği yansıttığı fikrine karşı çıkar.

  • Michel Foucault, tarih yazımının yalnızca geçmişin bir kaydı olmadığını, aksine belirli iktidar yapıları tarafından şekillendirilen bir söylem olduğunu öne sürer.
  • Post-modern tarihçiler, büyük tarihsel anlatıların sorgulanması gerektiğini ve geçmişin farklı perspektiflerden yeniden yorumlanabileceğini savunur.
  • Tarihsel olayların anlatımı, yalnızca belgeler ve verilerle değil, aynı zamanda anlatıyı oluşturan tarihçinin bakış açısıyla da şekillenir.

3. Post-Modernizm ve Siyaset Bilimi

Post-modern siyaset bilimi, geleneksel ideolojik ve siyasi sistemlerin mutlak ve değişmez yapılar olduğu fikrini reddeder.

  • Kimlik politikaları, post-modern siyasi düşüncede önemli bir yer tutar. Bireyler, artık yalnızca sınıfsal konumları üzerinden değil, cinsiyet, etnisite, kültürel kimlik gibi farklı unsurlar üzerinden siyasi mücadele yürütmektedir.
  • Foucault’nun “biyo-iktidar” ve “disiplin toplumu” kavramları, modern devletin bireyleri nasıl şekillendirdiğini ve kontrol ettiğini açıklayan önemli post-modern yaklaşımlar arasında yer alır.
  • Post-modernizm, siyasal süreçlerin yalnızca seçimler ve parlamenter sistemler üzerinden işlemediğini, medya, söylem ve kültürel dinamikler gibi unsurların da siyasal iktidarın işleyişinde belirleyici olduğunu öne sürer.

4. Post-Modernizm ve Kimlik Çalışmaları

Post-modernizm, kimlik kavramına yönelik geleneksel yaklaşımları sorgulayarak, kimliğin sabit değil, değişken ve sosyal olarak inşa edilen bir olgu olduğunu ileri sürer.

  • Feminizm, LGBTQ+ hakları, post-kolonyal çalışmalar gibi alanlar, post-modern düşüncenin kimlik çalışmalarına etkisiyle şekillenmiştir.
  • Kimliklerin toplumsal süreçler içinde üretildiği ve bireylerin yalnızca tek bir kimlikle tanımlanamayacağı fikri öne çıkmaktadır.
  • Post-modernizm, bireylerin kimliklerini farklı zaman ve mekânlara göre farklı biçimlerde deneyimleyebileceğini savunur.

Sonuç: Post-Modernizm ve Sosyal Bilimler

Post-modernizm, sosyal bilimlerin geleneksel büyük anlatılarını sorgulayarak, bireysel deneyimlere ve toplumsal çeşitliliğe daha fazla önem verilmesini sağlamıştır.

  • Toplumsal yapılar sabit ve değişmez değil, sürekli olarak yeniden üretilen dinamik süreçlerdir.
  • Tarih, siyaset ve kimlik çalışmaları, artık daha çok bireysel anlatılar ve kültürel farklılıklar üzerinden şekillenmektedir.
  • Post-modernizm, sosyal bilimlere yeni teorik yaklaşımlar kazandırarak, toplumsal olguların daha geniş bir perspektiften ele alınmasına katkıda bulunmuştur.

Sonuç olarak, post-modernizm sosyal bilimlerde köklü değişimlere yol açarak, bireyin ve kültürel çeşitliliğin daha fazla vurgulandığı bir akademik ortamın oluşmasına katkı sağlamıştır.

Modernizm-Postmodernizm Karşılaştırması

Post-modernizm, modernizme tepki olarak ortaya çıkan bir düşünce akımı olsa da, bu iki kavram birbirleriyle doğrudan bağlantılıdır. Modernizm, bilimsel akılcılığı, ilerlemeyi ve evrensel doğruları savunurken, post-modernizm bu kavramları sorgulayarak, gerçekliğin göreceli ve çok katmanlı olduğunu öne sürer. Bu bağlamda, post-modernizm modernizmin devamı mı, yoksa ona radikal bir alternatif mi sorusu tartışmalıdır.


1. Bilgi ve Hakikat Anlayışı

Modernizm, bilginin nesnel ve evrensel olduğunu savunurken, post-modernizm bilginin güç ilişkileri içinde üretildiğini ve her bağlamda farklı anlamlar taşıdığını öne sürer.

  • Modernist Düşünce: Bilim ve rasyonalite yoluyla kesin doğrulara ulaşılabileceğini kabul eder.
  • Post-modernist Düşünce: Bilginin tarihsel, kültürel ve ideolojik bağlamlara göre değiştiğini savunur.

Özellikle Michel Foucault’nun bilgi-iktidar ilişkisine dair çalışmaları, post-modernizmin bilgiye yaklaşımında belirleyici olmuştur. Foucault, bilginin nötr veya tarafsız olmadığını, her zaman belirli iktidar mekanizmaları tarafından şekillendirildiğini öne sürmüştür.


2. Sanat ve Kültürel Yaklaşımlar

Modernist sanat, özgünlük, estetik düzen ve form üzerine odaklanırken, post-modern sanat geleneksel sanatsal normları yıkmış ve farklı kültürel unsurları bir araya getiren eklektik bir yapı benimsemiştir.

  • Modernizm: Sanatta bireysellik ve yenilikçilik esastır. Minimalizm, soyut sanat ve empresyonizm gibi akımlar modernizme aittir.
  • Post-modernizm: Popüler kültürle iç içe geçmiş, ironik ve çoğulcu bir yaklaşım benimsenir. Andy Warhol’un pop-art eserleri post-modern sanatın önemli örneklerindendir.

Sanatta olduğu gibi edebiyatta da modernizm geleneksel anlatım tekniklerini kırarken, post-modernizm daha radikal bir biçimde metinlerin anlamını belirsiz hale getirmiştir.


3. Toplumsal ve Siyasi Yapılar

Modernizm ve post-modernizm, toplum ve siyaset konusunda da farklı yaklaşımlar sergilemektedir.

  • Modernizm: Toplumsal yapıların bilimsel yöntemlerle analiz edilebileceğini ve gelişmenin kaçınılmaz olduğunu savunur.
  • Post-modernizm: Büyük ideolojilere şüpheyle yaklaşır ve toplumsal yapıların sabit değil, sürekli değişen dinamikler olduğunu ileri sürer.

Post-modernizm, büyük anlatıların çöküşü fikriyle birlikte, bireyin kimlik mücadelesini ve farklı toplulukların haklarını ön plana çıkarmaktadır. Kimlik politikaları, çoğulculuk ve farklı kültürel aidiyetlerin tanınması, post-modern düşüncenin siyaset üzerindeki etkilerini göstermektedir.


4. Mimarlık ve Şehir Planlaması

Modernist mimari, işlevsellik, minimalizm ve geometrik düzen üzerine inşa edilirken, post-modern mimari farklı stilleri bir araya getiren, ironik ve çoğulcu bir estetik anlayış benimsemiştir.

  • Modernist Mimari: Le Corbusier ve Bauhaus ekolü gibi akımlar, modernist mimarinin temel taşlarıdır.
  • Post-modern Mimari: Ricardo Bofill gibi mimarlar, farklı dönemlerden ve kültürlerden ilham alarak tarihsel referansları içeren yapılar tasarlamıştır.

Modernizm, şehirleri düzenli ve fonksiyonel hale getirmeyi hedeflerken, post-modernizm şehirlerin kaotik yapısını kabul etmiş ve farklı dokuların bir arada bulunmasını benimsemiştir.


Sonuç: İki Düşünce Akımı Arasındaki Temel Farklar

Modernizm ve post-modernizm arasındaki temel farklar şu şekilde özetlenebilir:

KriterModernizmPost-modernizm
Bilgi AnlayışıNesnel, evrensel doğrulara inanır.Bilginin göreceli ve kültürel olarak inşa edildiğini savunur.
SanatÖzgünlük ve yenilikçilik önemlidir.Sanat, ironi, popüler kültür ve eklektik yapıya dayanır.
Toplumsal YapıBilim ve rasyonalite ile toplumun geliştirilebileceğini öne sürer.Büyük ideolojilere karşı çıkar, bireysel kimliği ön plana çıkarır.
MimariMinimalist ve işlevsel tasarımlar.Tarihsel referanslar ve farklı akımların birleşimi.

Post-modernizm, modernizmin belirli kurallarına tepki olarak ortaya çıkmış olsa da, modernizmin mirasını taşımakta ve onun eleştirisini geliştirmektedir. Günümüzde birçok akademisyen ve düşünür, modernist ve post-modernist yaklaşımların bir sentezinin oluşturulması gerektiğini savunmaktadır.

Sonuç: Post-Modernizmin Günümüzdeki Rolü ve Eleştirileri

Post-modernizm, modernizmin evrensel doğrulara ve ilerlemeye dayalı yapısını eleştirerek, bilgi, sanat, toplum ve kimlik üzerine yeni perspektifler sunan bir düşünce akımı olarak ortaya çıkmıştır. Sanattan felsefeye, edebiyattan sosyal bilimlere kadar geniş bir alanda etkisini hissettiren post-modernizm, çoğulculuğu ve göreceliliği savunarak büyük anlatıların hâkimiyetine karşı çıkmıştır.

1. Post-Modernizmin Günümüzdeki Etkisi

Post-modernizm, 20. yüzyılın ikinci yarısında etkisini en yoğun şekilde göstermiş olsa da, günümüz dünyasında da birçok alanda varlığını sürdürmektedir.

  • Kimlik Politikaları ve Çoğulculuk: Post-modern düşüncenin etkisiyle, günümüzde bireylerin kimlikleri ve kültürel aidiyetleri daha fazla önem kazanmış, toplumsal hareketler kimlik temelli mücadelelere yönelmiştir.
  • Sanat ve Medya: Post-modern sanatın getirdiği ironi, eklektizm ve kültürel referanslar, günümüz popüler kültüründe de yaygın olarak kullanılmaktadır. Dijital medya, post-modern anlatının sürekli değişen, parçalı ve çoğulcu yapısını benimsemiştir.
  • Akademik Tartışmalar: Post-modernizm, sosyal bilimlerde belirleyici bir teori olarak kalmaya devam etmekle birlikte, özellikle bilgiye ve gerçekliğe dair görüşleri nedeniyle bazı eleştiriler almaktadır.

2. Post-Modernizme Yöneltilen Eleştiriler

Post-modernizm, modernist düşünceye getirdiği eleştirilerle yeni bir paradigma sunmuş olsa da, bazı akademisyenler ve düşünürler tarafından da eleştirilmiştir.

  • Görecelilik ve Gerçeklik Sorunu: Post-modernizmin her bilginin göreceli olduğunu öne sürmesi, bazı eleştirmenler tarafından mutlak hakikat ve bilimsel bilgiye zarar verebilecek bir anlayış olarak görülmüştür.
  • İdeolojik Boşluk: Modernizmin büyük ideolojilere ve sistemlere dayalı yapısına karşı çıkan post-modernizm, yeni bir ideolojik çerçeve sunmadığı için bazen bir “boşluk” oluşturmakla suçlanmaktadır.
  • Toplumsal Hareketler Üzerindeki Etkisi: Post-modern kimlik politikalarının, sınıfsal mücadeleyi ve kolektif politik hareketleri zayıflattığı, toplumu küçük kimlik gruplarına böldüğü eleştirileri bulunmaktadır.

3. Post-Modernizmin Geleceği

Post-modernizm, bir dönemin düşünce biçimi olarak kalmaktan öte, çağdaş dünyadaki sosyal, kültürel ve entelektüel tartışmalara yön veren bir perspektif haline gelmiştir.

  • Günümüz toplumlarında, bilgi teknolojilerinin gelişimi ve küreselleşmenin hızlanmasıyla birlikte, post-modernist düşünce kendini farklı biçimlerde yeniden üretmektedir.
  • Post-modernizmin getirdiği çoğulculuk, kimlik politikaları ve büyük anlatılara karşı eleştirel yaklaşım, günümüzde hala etkisini sürdürmektedir.
  • Ancak, bilginin ve hakikatin tamamen göreceli olduğu düşüncesine karşı bir eleştirel duruş gelişmekte ve post-modernizmden sonra nasıl bir düşünsel paradigma ortaya çıkacağı tartışılmaktadır.

Sonuç: Post-Modernizmin Mirası

Post-modernizm, modernizmin kesinlik ve ilerleme iddialarını sorgulayarak, bireyin, kültürel kimliklerin ve alternatif söylemlerin önemini vurgulamıştır. Günümüzde sanat, edebiyat, mimari, felsefe ve sosyal bilimlerde post-modern anlayışın izleri halen görülmektedir. Ancak, eleştirel bakış açısına sahip akademisyenler, post-modernizmin bilgi, toplum ve siyaset üzerindeki etkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Sonuç olarak, post-modernizm modernizmin antitezi olmanın ötesinde, çağdaş düşünceyi şekillendiren önemli bir akımdır. Küreselleşen ve dijitalleşen dünyada, post-modern kavramlar ve tartışmalar yeni biçimlerde karşımıza çıkmaya devam edecektir.

Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar

Baudrillard, J. (2010). Simülakrlar ve Simülasyon. (Çev. Oğuz Adanır). Ankara: Doğu Batı Yayınları​.

Best, S., & Kellner, D. (1998). Postmodern Teori. (Çev. Mehmet Küçük). İstanbul: Ayrıntı Yayınları​.

Elliot, A. (1999). Contemporary Social Theory. Massachusetts-Oxford: Blackwell Publishers​.

Featherstone, M. (1996). Postmodernizm ve Tüketim Toplumu. (Çev. M. Küçük). İstanbul: Ayrıntı Yayınları​.

Foucault, M. (2003). Society Must Be Defended: Lectures at the College de France, 1975-76. St. Martin’s Press​.

Foucault, M. (2010a). Cinselliğin Tarihi. İstanbul: Ayrıntı Yayınları​.

Foucault, M. (2010b). Hapishanenin Doğuşu. Ankara: İmge Yayınları​.

Jameson, F. (1991). Postmodernism or Cultural Logic of Late Capitalism. Duke University Press​.

Kellner, D. (2000). “Toplumsal Teori Olarak Postmodernizm: Bazı Meydan Okumalar ve Sorunlar.” Modernite Versus Postmodernite. (Der. & Çev. Mehmet Küçük). Ankara: Vadi Yayınları​.

Lyotard, J.-F. (2000). Postmodern Durum. (Çev. Ahmet Çiğdem). Ankara: Vadi Yayınları​.

Ritzer, G. (1997). Postmodern Social Theory. New York, St. Louis, San Francisco, Toronto: The McGraw-Hill Companies, Inc.​.

Sarup, M. (2010). Post-Yapısalcılık ve Postmodernizm. (Çev. Abdülbaki Güçlü). İstanbul: Kırkgece Yayınları​.

Slattery, M. (2007). Sosyolojide Temel Fikirler. (Çev. Ümit Tatlıcan-Gülhan Demiriz). Bursa: Sentez Yayıncılık​.

Smith, P. (2005). Kültürel Kuram. (Çev. Selime Güzelsarı, İbrahim Gündoğdu). İstanbul: Babil Yayınları​.

Şaylan, G. (2002). Postmodernizm. Ankara: İmge Yayınları​.

Touraine, A. (1971). The Post-Industrial Society. Tomorrow’s Social History: Classes, Conflicts and Culture in the Programmed Society. New York: Random House​.

Akademik Çalışmalar

  1. Yıldız, H. (2005). Postmodernizm Nedir? Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (13), 20-29.Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/55342
  2. Alvok İzci, N., & Akkuş, B. (2017). Modernizm, Postmodernizm ve Türkiye’deki Uygulamalar. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 3(6), 309-324.Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/rteusbe/issue/33040/370204
  3. Bal, M. (2015). Postmodernizmin Düşünce ve Sanat Dünyasında Tanımı. Mavi Atlas, 4, 120-135.Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/gumusmaviatlas/issue/7499/98821
  4. Ertem, C. (2006). Tanımı Yapılamayan Postmodernizm. Kastamonu Eğitim Dergisi, 14(1), 317-324.Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/55101
  5. Kaderoğlu Bulut, Ç. (2015). “Modernizm, Post-Modernizm ya da Kapitalizm?” Üzerine Metodolojik Notlar. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi, 2(2), 227-232.Erişim Linki: https://ilefdergisi.ankara.edu.tr/tr/pub/ilef/article/305446

İlgili Bağlantılar

Modernlik ve Modern Toplumların Temel Sorunu: Alain-Tourainein Analizi ( Yeni Sekmede Açılır)

Modernlik Özne ve Demokrasi: Alain-Tourainein Yaklaşımı ( Yeni Sekmede Açılır)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top