I.Selim döneminin genel özellikleri, Osmanlı Devleti’nin doğuda Safeviler, güneyde Memlükler ile mücadele ederek genişlemesini, hilafetin Osmanlılara geçişini ve merkeziyetçi idari reformlarla devletin yapısının güçlenmesini kapsar. I.Selim, kısa süreli saltanatında Osmanlı’yı bir bölgesel güçten İslam dünyasının lideri konumuna taşımış, ekonomik ve ticari düzenlemelerle devletin mali yapısını sağlamlaştırmıştır. I.Selim döneminin genel özellikleri arasında kültürel mirasın zenginleştirilmesi, Osmanlı hukuk sisteminin geniş coğrafyalara uyarlanması ve denizcilik yatırımlarının artırılması da önemli yer tutar. Osmanlı topraklarında güvenliği sağlamak ve devletin geleceğini şekillendirmek adına uygulanan politikalar, I.Selim’in saltanatının kalıcı izler bırakmasını sağlamıştır.
İçindekiler
- I.Selim Döneminin Genel Özellikleri ve Osmanlı Devleti
- I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Giriş
- I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Doğu Siyaseti ve Safevilerle Mücadele
- I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Memlükler ve İslam Dünyasında Liderlik
- Ekonomik ve Ticari Düzenlemeler
- İdari Reformlar ve Devlet Yapılanması
- Kültürel ve Dini Miras
- Sonuç ve I.Selim’in Mirası
- Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Akademik Çalışmalar
- İlgili Bağlantılar
I.Selim Döneminin Genel Özellikleri ve Osmanlı Devleti
I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Giriş
I.Selim’in sekiz yıllık saltanatı, Osmanlı tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Kısa sürede gerçekleştirdiği askeri seferler ve idari reformlarla Osmanlı Devleti’ni sadece bir bölgesel güç olmaktan çıkararak, İslam dünyasında lider konumuna taşıyan önemli adımlar atmıştır. Padişah, özellikle doğu sorununa yönelik stratejik yaklaşımıyla Osmanlı’nın siyasi ve dini kimliğini yeniden şekillendirmiş, Safeviler ve Memlükler karşısında elde ettiği zaferlerle Osmanlı topraklarını önemli ölçüde genişletmiştir.
Safevilerle girişilen mücadele, Osmanlı Devleti’nin doğu sınırlarında uzun vadeli bir güvenlik politikası oluşturmasına sebep olmuş, bu süreçte alınan kararlar Osmanlı yönetim anlayışında köklü değişikliklere yol açmıştır. Memlüklerle yapılan savaşlar ise Osmanlı Devleti’ni İslam dünyasının dini ve siyasi lideri konumuna taşımış, halifelik makamının Osmanlılara geçmesiyle birlikte devletin meşruiyeti daha da güçlenmiştir. I.Selim’in bu süreçte izlediği politikalar, Osmanlı’nın doğuda ve güneyde kontrolünü sağlamlaştırmasının yanı sıra, devletin iç dinamiklerini de derinden etkilemiştir.
I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Doğu Siyaseti ve Safevilerle Mücadele
I. Selim’in doğu siyasetindeki en belirgin hedeflerinden biri, Safevi tehdidini bertaraf ederek Osmanlı Devleti’nin doğu sınırlarını güvence altına almak olmuştur. Safevilerin Anadolu’daki Şii nüfusu üzerindeki etkisini kırmak ve Osmanlı topraklarında mezhepsel bölünmelere engel olmak amacıyla sert bir politika benimsenmiştir. I. Selim’in Safevilere karşı izlediği katı Sünni politikası, Anadolu’da Safevi yanlısı unsurların etkisini azaltmayı hedeflemiş, bu doğrultuda çeşitli askeri ve idari tedbirler alınmıştır.
Bu bağlamda I.Selim, Safevi Devleti’ne karşı 1514 yılında düzenlenen Çaldıran Seferi ile Safevi hükümdarı Şah İsmail’i mağlup etmiş ve doğu sınırlarında Osmanlı üstünlüğünü tesis etmiştir. Çaldıran Savaşı’nın Osmanlı açısından en önemli sonuçlarından biri, Safevi ordularının büyük bir yenilgiye uğratılarak Osmanlıların doğudaki üstünlüğünü pekiştirmesi olmuştur. Osmanlı ordusunun ateşli silahları ve disiplinli yapısı, Safevi ordularının geleneksel taktikleri karşısında büyük bir avantaj sağlamıştır.
Savaş sonrasında Osmanlı Devleti, Safevi tehdidine karşı Anadolu’daki Safevi taraftarlarını etkisiz hale getirmek amacıyla geniş çaplı bir temizlik harekatına girişmiştir. Osmanlı yönetimi, Şii nüfusun kontrol altına alınması için yeni politikalar uygulamış, Safevi propagandasına karşı güçlü bir ideolojik mücadele yürütmüştür. Doğu Anadolu’da kaleler inşa edilerek bölgenin güvenliği sağlanmış ve Osmanlı otoritesinin pekiştirilmesi için bölgeye Türkmen aşiretleri yerleştirilmiştir.
I. Selim’in Safeviler karşısındaki başarısı, Osmanlı Devleti’nin doğudaki sınırlarını güvence altına almasının yanı sıra, İslam dünyasında Osmanlıların Sünni İslam’ın koruyucusu olarak kabul edilmesine de katkıda bulunmuştur. Böylece Osmanlı Devleti, Safevi tehdidine karşı hem askeri hem de dini bir üstünlük sağlamış ve doğu sınırlarında uzun vadeli bir denge oluşturmuştur.
I.Selim Döneminin Genel Özellikleri: Memlükler ve İslam Dünyasında Liderlik
I. Selim’in Osmanlı tahtına çıkışıyla birlikte, Osmanlı-Memlük ilişkileri yeni bir safhaya girmiştir. Memlükler, uzun yıllar boyunca Hicaz ve Mısır bölgelerinde etkin bir güç olarak varlık göstermiş ve İslam dünyasının önemli dini merkezlerini ellerinde tutarak büyük bir prestij kazanmışlardı. Ancak Osmanlı Devleti’nin doğu ve güney yönünde genişleme politikaları, Memlükler ile kaçınılmaz bir rekabete yol açtı. Osmanlıların Hicaz bölgesine ve kutsal topraklara yönelik ilgisi, Memlüklerle çatışmaların temel sebeplerinden biri olmuştur.
1516 yılında başlayan Osmanlı-Memlük mücadelesinin en önemli aşamalarından biri Mercidabık Savaşı olmuştur. Osmanlı ordusu, Memlükleri burada ağır bir yenilgiye uğratarak Suriye ve Filistin topraklarını kontrol altına almıştır. Bu zafer, Osmanlıların bölgedeki hakimiyetini pekiştirmesi açısından büyük bir dönüm noktası olmuştur. Ardından, 1517 yılında düzenlenen Ridaniye Seferi, Osmanlıların Memlük topraklarını tamamen fethetmesiyle sonuçlanmış ve Kahire’nin ele geçirilmesiyle Memlük Devleti sona erdirilmiştir. Bu süreçte Osmanlı ordusunun üstün ateş gücü ve askeri organizasyonu, Memlüklerin geleneksel savaş stratejilerine karşı kesin bir üstünlük sağlamıştır.
Memlüklerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte Osmanlılar, İslam dünyasında liderlik iddiasını daha güçlü bir şekilde ortaya koymuştur. Bu fetihler sonucunda Osmanlı Devleti, Kutsal Topraklar olan Mekke ve Medine’nin koruyucusu haline gelmiş ve İslam dünyasının manevi merkezi konumuna yerleşmiştir. Bu gelişmeyle birlikte, Osmanlı padişahları halifelik makamını devralmış ve İslam dünyasındaki siyasi ve dini liderlik konumlarını pekiştirmiştir. Hicaz’ın Osmanlı hakimiyetine geçmesi, padişahların “İslam’ın hamisi” rolünü üstlenmelerine olanak tanımış, bu da Osmanlı Devleti’ne büyük bir dini meşruiyet kazandırmıştır.
Osmanlıların Memlük topraklarını fethetmesi, İslam dünyasında Osmanlı-Türk egemenliğinin pekişmesini sağlarken, aynı zamanda Osmanlı yönetiminin İslam dünyasında yeni düzenlemeler getirmesine de imkan tanımıştır. Osmanlı Devleti, Hicaz bölgesinin idaresi için özel bir yönetim modeli geliştirmiş, bölgedeki dini yapıların korunmasını sağlamış ve Hac organizasyonlarını doğrudan kontrol altına alarak Müslüman dünyasının desteğini kazanmıştır. Bu gelişmeler, Osmanlıların İslam dünyasındaki en güçlü devlet olarak konumlanmalarına katkıda bulunmuş ve Osmanlı halifeliğinin temellerini atmıştır.
Ekonomik ve Ticari Düzenlemeler
I. Selim döneminde Osmanlı Devleti, ekonomik ve ticari alanlarda önemli düzenlemeler gerçekleştirmiştir. Doğuda Safevi Devleti’ne karşı yürütülen askeri mücadelelerin ardından, Osmanlı Devleti İran’a yönelik ekonomik ambargolar uygulamış ve Safevi ticaret yollarını kontrol altına almak amacıyla yeni stratejiler geliştirmiştir. Osmanlı yönetimi, İran ile olan ticari bağlantıları keserek Safevilerin ekonomik gücünü zayıflatmayı hedeflemiş, böylece Osmanlı pazarlarını doğrudan kontrol etmeyi amaçlamıştır. Bu ambargo, Osmanlı topraklarında Safevi etkisini azaltırken, doğu ticaret yollarının Osmanlı kontrolüne girmesini sağlamıştır.
Mısır’ın Osmanlı topraklarına katılması, ticari faaliyetlerde yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Memlüklerin kontrolünde bulunan Doğu Akdeniz ticaret yolları artık Osmanlı hâkimiyetine geçmiş ve bu bölgedeki limanlar Osmanlı ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Kahire ve İskenderiye limanları, Osmanlı Devleti için önemli ticaret merkezleri haline gelirken, baharat ve ipek gibi değerli malların Osmanlı pazarlarına daha kolay ulaşmasını mümkün kılmıştır. Osmanlılar, bu dönemde Doğu Akdeniz’deki limanlardan sağlanan gelirleri artırarak devletin ekonomik yapısını güçlendirmiştir. Ayrıca, Akdeniz ticaretinin güvenliği sağlanmış ve Osmanlı Devleti’nin bölgedeki ticari üstünlüğü pekiştirilmiştir.
Bu dönemde Hint Okyanusu’ndaki Portekiz tehdidi Osmanlı Devleti açısından büyük bir endişe kaynağı olmuştur. Portekizlilerin Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarında etkinliklerini artırması, Osmanlıların bölgedeki ticari çıkarlarını tehlikeye atmıştır. I. Selim, bu tehdide karşı Osmanlı donanmasını güçlendirmeye yönelik adımlar atmış ve Süveyş’te yeni tersaneler inşa ettirerek Hint Okyanusu’ndaki Osmanlı varlığını artırmayı amaçlamıştır. Osmanlı donanması, Portekizlilerin Kızıldeniz’e ve Basra Körfezi’ne ilerleyişini engellemek için çeşitli seferler düzenlemiş, bölgedeki ticaret yollarının güvenliğini sağlamak adına önemli hamleler gerçekleştirmiştir.
Sonuç olarak, I. Selim dönemi, Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapısını güçlendirmek adına ticari ambargolar, liman düzenlemeleri ve deniz ticaretinde güvenliği sağlamak amacıyla yapılan yatırımlarla öne çıkmıştır. Bu politikalar, Osmanlı ekonomisinin uzun vadeli gelişimine katkı sağlamış ve devletin doğu-batı ticaretindeki rolünü güçlendirmiştir.
İdari Reformlar ve Devlet Yapılanması
I. Selim döneminde Osmanlı Devleti, fethedilen toprakların yönetimini sağlamak amacıyla köklü idari reformlar gerçekleştirmiştir. Özellikle Safeviler ve Memlükler üzerine yapılan seferler sonucunda Osmanlı topraklarına katılan geniş coğrafyaların idaresi, merkeziyetçi bir anlayışla yeniden düzenlenmiştir. Padişah, bu yeni topraklarda Osmanlı devlet sistemini yerleştirmek için idari ve hukuki düzenlemeleri titizlikle hayata geçirmiştir.
Memlük topraklarının Osmanlı hâkimiyetine girmesiyle birlikte Mısır, Suriye ve Hicaz gibi bölgelerde Osmanlı yönetimi altında yeni idari teşkilatlar oluşturulmuştur. I. Selim, bu bölgelerde yerel yönetim unsurlarını tamamen tasfiye etmek yerine, Osmanlı merkezi otoritesini güçlendiren bir denge politikası izlemiştir. Memlüklerin idari yapısından kalan bazı unsurlar Osmanlı sistemine entegre edilmiş, ancak temel yetkiler Osmanlı idarecilerine verilmiştir. Böylece yerel halkın direnişini minimize ederek Osmanlı yönetiminin kabulü sağlanmaya çalışılmıştır.
Mısır’ın fethi sonrasında eyalet sistemi esas alınarak bölgenin yönetimi düzenlenmiş, Mısır beylerbeyliği kurularak idarenin merkezi otoriteye bağlılığı sağlanmıştır. Osmanlı hukuk sistemi bölgede uygulanmaya başlanmış, kazaskerler ve kadılar atanarak yerel halkın Osmanlı adalet sistemine entegrasyonu hızlandırılmıştır. Ayrıca, bölgede Osmanlı mali sisteminin etkin bir şekilde işler hale gelmesi için vergi düzenlemeleri yapılmış, Memlüklerden kalan mali sistem Osmanlı kayıt sistemiyle uyumlu hale getirilmiştir.
I. Selim’in idari reformlarının bir diğer önemli ayağı, Osmanlı devlet teşkilatında merkeziyetçiliği güçlendirme çabalarıdır. Fethedilen bölgelerde güçlü bir Osmanlı otoritesi tesis etmek amacıyla sancak beyleri ve beylerbeyleri merkeze daha sıkı bağlanmış, doğrudan padişah adına görev yapmaları sağlanmıştır. Böylece, Osmanlı Devleti’nin genişleyen topraklarında merkezileşmiş bir yönetim anlayışı oluşturulmuş ve yeni bölgelerin Osmanlı devlet mekanizmasına hızlı bir şekilde entegre edilmesi sağlanmıştır.
Hicaz bölgesinde ise dini hassasiyetler göz önünde bulundurularak özel bir yönetim anlayışı benimsenmiştir. Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin Osmanlı hâkimiyetine geçmesiyle birlikte, Osmanlı padişahları bu bölgelere “Hâdimü’l-Haremeyn” unvanıyla özel bir önem vermiş, dini yönetimin sürekliliğini sağlamak adına yerel yöneticilerle iş birliği içinde hareket edilmiştir.
Sonuç olarak, I. Selim döneminde uygulanan idari reformlar, Osmanlı Devleti’nin genişleyen topraklarının merkezileşmiş bir yönetim anlayışıyla idaresini kolaylaştırmış ve Osmanlı hukuk sisteminin yeni bölgelerde etkin şekilde uygulanmasını sağlamıştır. Bu reformlar sayesinde Osmanlı Devleti, yeni fethedilen bölgelerde uzun vadeli bir istikrar oluşturmayı başarmış ve merkezi otoritenin gücünü pekiştirmiştir.
Kültürel ve Dini Miras
I. Selim dönemi, Osmanlı Devleti’nin kültürel ve dini yapısının köklü bir şekilde şekillendiği bir dönem olmuştur. Padişah, doğu ve güneydeki fetihleri sayesinde Osmanlı topraklarına zengin bir kültürel miras kazandırmış ve bu miras Osmanlı’nın İslam dünyasındaki liderlik rolünü pekiştiren önemli bir unsur haline gelmiştir. Fethedilen topraklardan getirilen ilim adamları, sanatkarlar ve dini liderler, Osmanlı ilim ve kültür hayatına büyük katkılar sağlamıştır.
Bu dönemde özellikle Tebriz, Şam, Kahire ve Mekke gibi kültürel ve dini merkezlerden İstanbul’a birçok alim ve sanatkar getirilmiş, Osmanlı başkentinin İslam dünyasının önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmesi sağlanmıştır. Bu süreçte Osmanlı medreseleri ve ilim yuvaları, Safevi ve Memlük mirasından yararlanarak zenginleşmiş, Osmanlı ulemasının bilgi birikimi genişlemiştir. I. Selim’in bu tutumu, Osmanlı Devleti’nin dini otoritesini güçlendirmiş ve İslam dünyasında Osmanlı yönetiminin meşruiyetini artırmıştır.
I. Selim’in fethettiği topraklarda İslam hukukunu yaygınlaştırma politikası, Osmanlı idaresinin dini alanda güçlü bir bağ kurmasını sağlamıştır. Mekke ve Medine’nin Osmanlı himayesine girmesiyle birlikte Osmanlı padişahları “Hâdimü’l-Haremeyn” (Haremeyn’in Hizmetkarı) unvanını benimseyerek İslam dünyasında büyük bir dini otorite kazanmışlardır. Hicaz bölgesindeki kutsal şehirlerin korunması, hac yollarının güvenliği ve bölge halkına yönelik Osmanlı destekleri, Osmanlı Devleti’nin dini sorumluluklarını güçlendirmiştir.
Sanat ve mimari alanda da I. Selim’in katkıları önemli bir yer tutmaktadır. Kahire ve Şam’dan getirilen sanatkarlar Osmanlı sarayında önemli eserler üretmiş, Osmanlı mimarisi bu dönemde doğu etkileriyle zenginleşmiştir. İstanbul, bu dönemde Memlük ve Safevi sanat anlayışını Osmanlı estetiğiyle birleştiren eserlerle donatılmış ve saray çevresinde gelişen sanat atölyeleri Osmanlı kültürüne yeni bir soluk kazandırmıştır.
Sonuç olarak, I. Selim dönemi Osmanlı Devleti’nin kültürel ve dini mirasının şekillenmesinde önemli bir dönemeç olmuş; ilim, sanat ve dini yapılar açısından Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasındaki rolünü pekiştirmiştir. Bu miras, Osmanlı’nın sonraki dönemlerde kültürel ve dini alanlarda takip edeceği politikaların temelini oluşturmuştur.
Sonuç ve I.Selim’in Mirası
I. Selim’in sekiz yıllık kısa fakat etkili saltanatı, Osmanlı Devleti’nin siyasi ve askeri gücünü büyük ölçüde artırarak İslam dünyasında lider konumuna gelmesini sağlamıştır. Onun yönetimi altında Osmanlı Devleti, doğuda Safeviler ve güneyde Memlükler karşısında elde ettiği zaferlerle sınırlarını genişletmiş ve İslam dünyasında büyük bir otorite kazanmıştır. Çaldıran ve Ridaniye zaferleri Osmanlı’nın doğu ve güney politikalarının dönüm noktası olmuş, bu sayede Osmanlı Devleti hem İran’daki Safevi tehdidini kontrol altına almış hem de kutsal toprakları ele geçirerek hilafet makamını kendi bünyesine katmıştır.
I. Selim’in Osmanlı Devleti’ne kazandırdığı en önemli unsurlardan biri de hilafet kurumunun Osmanlı padişahlarının himayesine geçmesidir. Memlüklerin yıkılmasıyla Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin Osmanlı yönetimine girmesi, Osmanlı padişahlarına İslam dünyasında dini bir meşruiyet sağlamış ve Osmanlı yönetimini daha güçlü kılmıştır. Hilafetin Osmanlı’ya geçişi, devletin yalnızca bir askeri güç değil, aynı zamanda İslam dünyasının hamisi olarak görülmesini sağlamış ve Osmanlı Devleti’nin siyasi otoritesini dini bir çerçeveyle pekiştirmiştir.
I. Selim’in bıraktığı miras, Osmanlı Devleti’nin sadece toprak açısından değil, yönetim anlayışı açısından da dönüşmesini sağlamıştır. Devletin merkeziyetçi yapısının güçlendirilmesi, doğu ve güneyde yeni eyalet sistemlerinin oluşturulması ve fethedilen bölgelerin Osmanlı idaresine entegre edilmesi, padişahın stratejik yönetim anlayışının bir sonucudur. Onun attığı bu adımlar, Osmanlı’nın uzun vadeli yönetim sistemine yön vermiş ve devletin geleceğini şekillendirmiştir.
Oğlu Kanuni Sultan Süleyman, I. Selim’in bıraktığı güçlü ordu, sağlam devlet yapısı ve geniş sınırlar sayesinde Osmanlı Devleti’ni zirveye taşımıştır. Kanuni döneminde Osmanlı, Avrupa’da fetihler yaparak doğu ve batı arasında köklü bir denge kurmuş, I. Selim’in başlattığı doğu siyasetini daha ileri noktalara taşımıştır. Bu bağlamda I. Selim’in oluşturduğu siyasi ve askeri miras, Osmanlı Devleti’nin en güçlü dönemini yaşamasına zemin hazırlamış ve Osmanlı’nın dünya tarihindeki rolünü pekiştirmiştir.
Sonuç olarak, I. Selim’in dönemi, Osmanlı Devleti’nin siyasi, askeri ve dini anlamda en önemli kazanımlarını elde ettiği bir süreç olmuş ve Osmanlı’nın bir dünya imparatorluğu haline gelmesinin temellerini atmıştır.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
- Bostan, İ. (2006). Beylikten İmparatorluğa: Osmanlı Denizciliği. İstanbul: Kitap Yayınevi.
- Burbank, J., & Cooper, F. (2012). İmparatorluklar Tarihi: Farklılıkların Yönetimi ve Egemenlik. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
- Emecen, F. M. (2009). Osmanlı Klasik Çağında Siyaset. İstanbul: Timaş Yayınları.
- Emecen, F. M. (2011). İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları-1: Bayezid (II), Yavuz, Kanuni. İstanbul: İSAM Yayınları
- İnalcık, H. (2009). Devlet-i ‘Aliyye: Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-1, Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Akademik Çalışmalar
I. Selim dönemi ve Osmanlı Devleti’nin bu süreçteki politikaları üzerine çeşitli akademik çalışmalar bulunmaktadır. Aşağıda, DergiPark ve YÖK Tez Merkezi gibi akademik platformlarda yer alan bazı önemli çalışmalara yer verilmiştir:
- Karta, N. (2014). Sultan III. Selim Döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik Sorunları ve Alınan Tedbirler. Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6, 17-30. Home
- İnalcık, H. (2018). Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ 1300-1600. DergiPark. Home
- Boşnak, S. (2022). Selimname ve Eserin Dil Özellikleri. Toplum, Ekonomi ve Yönetim Dergisi, 3(2), 200-210. Home
- Emecen, F. M. (2014). Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi Üzerine. DergiPark. Home
- Aydın, M. (2024). I. Selim’in Taht Mücadelesinde İstihbaratın Rolü. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 11(2), 1299-1322. Home
Bu çalışmalar, I. Selim dönemi ve Osmanlı Devleti’nin siyasi, ekonomik ve kültürel yapısı hakkında derinlemesine bilgiler sunmaktadır.
İlgili Bağlantılar
II.Bayezid Döneminin Genel Özellikleri: Osmanlı’da Barış ve Reform(Yeni sekmede açılır)
Osmanlı-Safevi Mücadelesi: Doğu Meselesi, Merkeziyetçi Yönetim(Yeni sekmede açılır)
Doğu Anadolu’da Osmanlı Egemenliğinin Başlangıcı ve İdris-i Bitlisi’nin Rolü(Yeni sekmede açılır)
Osmanlı Hilafeti: İslam Dünyasında Hakimiyetin Başlangıcı(Yeni sekmede açılır)
Yeni Bir İktidar Mücadelesinin Başlangıcı ve II.Bayezid’in Ölümü(Yeni sekmede açılır)